Maddeler Halinde İklim Kanunu Nedir?
Kanun metinleri oldukça teknik ve uzun olabiliyor. Bu nedenle, temel maddeleri özetlemek faydalı olacaktır:
- Emisyon Hedefleri Belirleme: Sera gazı salımının hangi oranlarda ve hangi takvimde azaltılacağı, net sıfır karbon hedefine ne zaman ulaşılacağı kararlaştırılır.
- Enerji Dönüşümü: Fosil yakıt kullanımını sınırlandıran, yenilenebilir kaynaklara (güneş, rüzgâr, hidroelektrik) öncelik veren düzenlemeler getirilir.
- Sanayi ve Ulaştırma Düzenlemeleri: Fabrikaların, otomotiv sektörünün ve hava yolu şirketlerinin sorumlulukları tanımlanır. Belirli emisyon standartları ve yaptırımlar uygulanır.
- Adaptasyon Politikaları: İklim felaketlerine hazırlıklı olmak için tarım, su kaynakları ve şehir planlaması gibi kritik alanlarda uyum projeleri zorunlu kılınır.
- Finansman ve Teşvik Mekanizmaları: Yeşil teknoloji yatırımcılarına vergi indirimi, sübvansiyon gibi teşvikler sunulur. Aynı zamanda, yüksek emisyonlu şirketlere cezai yaptırımlar uygulanır.
- Gözetim ve Raporlama: İlgili kurumlar, hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını düzenli olarak denetler ve kamuoyuna şeffaf raporlar sunar.
Maddeleri tam olarak görmek isteyenler için, İklim Değişikliği Kanun Taslağı‘nın genel esasları maddeler halinde şu şekildedir:
MADDE 3- (1) İklim değişikliği ile mücadelede; eşitlik, çevresel adalet ve iklim adaleti, ihtiyatlılık, katılım, entegrasyon, sürdürülebilirlik, şeffaflık, adil geçiş ve ilerleme ilkeleri esas alınır.
(2) İklim değişikliği politikaları; taraf olunan uluslararası sözleşmelerin yanı sıra doğrudan veya dolaylı etkiye sahip mevzuat, politika ve planlama araçları ile bilimsel veri ve çalışmalar esas alınarak oluşturulur.
(3) İklim değişikliği ile mücadeleyi güçlendirmek amacıyla geliştirilen uygulama araçlarının etkin bir şekilde kullanımı ve yaygınlaştırılması esastır.
(4) İklim değişikliği ile mücadele amacıyla belirlenen azaltım ve uyum hedeflerinin gerçekleştirilmesinde kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve vatandaşlar iş birliği yapar.
(5) Kurum ve kuruluşlar ile gerçek ve tüzel kişiler; iklim değişikliği ile mücadelede azaltım ve uyum hedeflerinin gerçekleştirilmesi için, planlama araçlarına ve bu Kanunun amacının gerçekleştirilmesi doğrultusunda alınacak tüm tedbirlere ve düzenlemelere uymakla ve bunları uygulamakla ve ayrıca bu kapsamda plan ve projelerini yapmak, yaptırmak, uygulamak ve uygun görüldüğünde yatırım yapacak olan gerçek ve tüzel kişilerin projelerini desteklemekle yükümlüdürler.
(6) Başkanlık; 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kendisine verilen görevler dahilinde ve bu Kanunda belirtilen hedefler doğrultusunda gerekli gördüğü tüm tedbirleri almak, koordinasyonu sağlamak, planlama veya uygulama araçlarını ilgili kurumlarla işbirliği içerisinde yapmak veya yaptırmakla yetkilidir.
İklim Değişikliği Kanun Taslağı’nın tamamına şuradan göz atılabilir: İklim Kanun Taslağı
İklim Yasası Hangi Ülkelerde Var?
Günümüzde birçok ülke, gezegenin geleceğini korumak için “iklim yasası” çıkarmış durumda. En bilinen örneklerden bazılarını aşağıda bulabilirsiniz:
- İngiltere: 2008’de yayımlanan İklim Değişikliği Yasası (Climate Change Act), sera gazı emisyonlarını %80 oranında azaltma hedefiyle yola çıktı. Daha sonra bu hedef, “net sıfır” emisyonu da kapsayacak şekilde genişletildi.
- Almanya: 2019’da İklim Koruma Yasası’nı kabul eden Almanya, 2030’a kadar karbon salımını %55 düşürmeyi hedeflediğini açıkladı.
- Danimarka: 2020 yılında İklim Yasası’nı güncelleyen Danimarka, 2030’a kadar emisyonları %70 azaltma hedefi belirledi.
- İsveç: İsveç İklim Yasası, 2045 yılına kadar net sıfır sera gazı salımına ulaşmayı planlıyor.
İklim Yasasının Başarılı Olması İçin Gerekli Şartlar
- Siyasi İrade ve Toplumsal Destek: Hükümetin kararlı olması ve halkın da bu düzenlemeleri sahiplenmesi çok önemli.
- Finansal Kaynak: Dönüşüm için büyük miktarda sermaye gerekebilir. Kamu-özel sektör iş birliği, yatırımların verimli kullanılmasını sağlar.
- Sürekli Denetim: Raporlama ve ilerleme takibi, hedeflerin gerçekten hayata geçirilmesini mümkün kılar.
Türkiye’de İklim Yasası Var Mı?
Bir diğer merak konusu ise “Türkiye’de iklim yasası var mı?” sorusu. Henüz kapsamlı bir kanun yürürlükte değil, ancak çeşitli yönetmelikler ve kararnameler iklim politikalarını şekillendiriyor. Bununla birlikte, özellikle son yıllarda farklı platformlarda “iklim kanunu” başlığı altında çeşitli çalışmalar yürütüldüğünü görebiliriz.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yenilenebilir enerji ve çevre dostu uygulamalar konusunda birtakım teşvikleri devreye soktu. Örneğin, elektrikli araçlar için vergi avantajları sağlandı ve güneş enerjisi yatırımları desteklendi. Ancak bunlar, kapsamlı bir “iklim kanunu” olarak tanımlanmadı. Daha çok, mevcut iklim anlaşması hükümlerine uyum sağlamayı amaçlayan düzenlemeler olarak karşımıza çıktı.
İklim Değişikliği Kanunu bağlamında, Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları ve akademisyenler, uzun süredir kapsamlı bir metnin gerekliliğini savunuyor. Çünkü Türkiye de çevreyle ilgili sorunlar yaşıyor ve fosil yakıt ağırlıklı enerji sisteminden yenilenebilir kaynaklara geçme ihtiyacı hissediyor. Sıcaklıkların artması, kuraklık ve su kaynaklarının azalması gibi sorunlar, gündemi işgal ediyor. Dolayısıyla, kapsamlı bir iklim yasası talebi her geçen gün büyüyor.
2023 İklim Kanunu Taslağı Nedir ve Türkiye’de Geçerli Olacak Mı?
Son dönemde gündeme gelen “2023 iklim kanunu taslağı nedir?” sorusu, özellikle konuyu yakından takip edenlerin ilgisini çekti. Bu taslak, enerji, sanayi, ulaşım ve tarım gibi sektörleri kapsayan geniş bir çerçeve sunmayı amaçlıyor. Henüz taslak aşamasında olması, içeriğin sürekli güncellenebileceğini gösteriyor. Ancak bazı temel konular şu şekilde sıralanabilir:
- Emisyon Azaltma Hedefleri: 2030 ve 2050 yılları için kademeli olarak karbon salımının azaltılması bekleniyor.
- Yenilenebilir Enerji Teşvikleri: Güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımlarına ek destek paketleri, vergi kolaylıkları ve finansman modelleri tartışılıyor.
- Sanayi Dönüşümü: Yüksek oranda emisyon üreten sektörlerin, temiz üretim modellerine geçmesi planlanıyor.
- Yerel Yönetimlerin Rolü: Belediyelerin, iklim risklerini azaltmak için yeşil alanları koruması, akıllı şehir projelerini desteklemesi bekleniyor.
“İklim kanunu taslağı 2023” kapsamında yürütülen çalışmalarda, uluslararası deneyimlerden ve mevcut iklim anlaşması uygulamalarından yararlanıldığı belirtiliyor. Her ne kadar resmi bir metin henüz yayımlanmamış olsa da, ilgili kurumların ortak bir paydada buluşmak için çaba gösterdiği ifade ediliyor.
Peki, Türkiye’de iklim kanunu geçerli olacak mı?
Henüz net bir tarih verilmemiş olsa da, taslağın detayları olumlu sonuçlanırsa yürürlüğe girmesi bekleniyor. Buna rağmen, kanunun çıkması tek başına yeterli değil. Denetim mekanizmalarının oluşturulması, finansman kaynaklarının sağlanması ve toplumun bu değişime hazır olması da kritik öneme sahip.
2023 İklim Kanunu Taslağının Muhtemel Etkileri
- Kapsamlı Politika Seti: Enerji tüketimi, atık yönetimi ve şehir planlaması gibi farklı alanlarda bütüncül düzenlemeler içerebilir.
- Uluslararası Rekabet Gücü: Yeşil dönüşüm, Avrupa başta olmak üzere dış ticaret alanında yeni standartları karşılamayı kolaylaştırır.
- Toplumsal Farkındalığın Artması: Yasa çıktığında, medyanın ve eğitim kurumlarının desteğiyle iklim değişikliği hakkında daha fazla insana ulaşılabilir.
- Uzun Vadeli Yatırımlar: Yeni teknolojilere yatırım yapmak için stabil ve öngörülebilir bir çerçeve oluşur.
Türkiye’nin bölgesel liderlik potansiyeli, böylesi bir kanunla birlikte daha da güçlenebilir. Çünkü birçok ülke, iklim yasası olmadan sürdürülebilir hedefleri yakalamakta zorluk çekiyor.
Örnekler ve Uzman Görüşleri
İklim yasalarının etkisi, hayatın farklı alanlarında somut olarak hissedilir. Almanya’da iklim koruma yasası çıktıktan sonra pek çok şirket, elektrikli araç filolarına yatırım yapmaya başladı. Bu durum, ülkede hem hava kirliliğini azalttı hem de otomotiv sektöründe yeni istihdam olanakları yarattı. Uzmanlar, bu dönüşümün uzun vadede ekonomik rekabet gücünü de artıracağını belirtiyor.
Benzer bir örnek de Danimarka’dan geliyor. Rüzgâr enerjisiyle ilgili yatırımların artması, ülkenin enerji bağımsızlığı yolunda önemli adımlar atmasını sağladı. Danimarka, rüzgârdan elde edilen elektriğin toplam enerji üretimindeki payını %40 seviyesine çıkardı. Bu başarının ardında ise kararlı iklim politikaları ve toplum desteği yatıyor.
Türkiye’de de benzer bir rüzgâr enerjisi potansiyeli bulunuyor. Örneğin, Ege ve Marmara bölgelerindeki rüzgâr santralleri, giderek daha büyük yatırımlara ev sahipliği yapıyor. Yerli ve yabancı firmalar, teşviklerden yararlanarak yeni santraller kuruyor. Uzmanlara göre, kapsamlı bir iklim kanunu çıktığında bu yatırımlar katlanarak artabilir.